Kapat

Toplardamarda İltihaplı Damar Tıkanıklıkları: Tromboflebit

Anasayfa
Sağlık Toplardamarda İltihaplı Damar Tıkanıklıkları: Tromboflebit
Tromboflebit

Tromboflebit hastalığı vücuttaki oksijence fakir kanı kalbe götüren toplardamarlar içerisinde kanın pıhtılaşıp tıkanıklığa neden olmasına neden olan bir iltihap hastalığıdır. Bu durumun tromboflebit olarak adlandırılmasının sebebi latincede flebitin iltihap, trombositlerin ise pıhtılaşma mekanizmasında görev alan hücreler olmasıdır. Eğer bu durum deri yüzeyine yakın olan venlerde yani toplardamarlarda görülür ise yüzeysel tromboflebit olarak adlandırılır.

Tromboflebitler vücuttaki tüm toplardamarlarda görülebilen bir hastalıktır ancak daha çok boyundaki ve bacaklardaki venleri etkilemektedir. Bu durum tek bir toplardamar hattı boyunca görülebileceği gibi birçok damar yüzeyinde de görülebilmektedir.

Hastalığın ortaya çıkmasında etkili olan kan pıhtıları zamanla toplardamarların kan akışını durdurur ve iltihap oluşur. İmmün sistem ajanları bu noktaya kan akışının durması sebebiyle yeterli miktarlarda ulaşamadığı için bu iltihap oluşumu zamanla daha ciddi bir hal alır. Zamanla bu iltihap damarı tahriş ederek iç kanamalara, ağrıya ve kızarıklığa neden olur.

Tromboflebitin Belirtileri Nelerdir ?

 Tromboflebit hastalığında görülen belirti ve bulgular hangi toplardamarın etkilendiğine, pıhtının boyutuna ve iltihabın şiddetine göre değişiklik gösterebilmektedir. Hastalıkta ortaya çıkan belirtiler ise iltihabın damarları tahriş etmesinden kaynaklanmaktadır. İşte tromboflebit hastalığında görülen belirti ve bulgular;

  1. Birçok iltihap oluşumunda görüldüğü gibi tromboflebitte de ateş yükselmesi ortaya çıkmaktadır. Bu durum vücudun geneline yayılır ve belirgin bir şekilde ısı artışı görülür.
  2. Tromboflebit hastalığında damarların teşhis olmasından dolayı en yaygın görülen belirti ağrıdır. Bu ağrılar beraberinde hassasiyete de neden olabilmektedir.
  3. İltihabın oluştuğu damarın konumuna göre dışarıdan fark edilen ödem oluşabilir.
  4. Hastalıkta yaygın olarak görülen diğer bir belirti ise yüzeysel olarak görülen kızarıklıklardır. Kızarıklıkların olduğu bölgede vücudun diğer bölgelerine oranla daha yüksek ateş söz konusudur.
  5. Tromboflebit hastalığında görülen diğer bir belirti ise etkilenen damarın bulunduğu bölgede sertlik oluşumudur.

Tromboflebit hastalığında görülen bu belirtiler ve bulgular, tromboflebit teşhisi ve tedavisini planlamada büyük öneme sahiptir.

Tromboflebit

Tromboflebit

Tromboflebit Hastalığının Nedenleri Nelerdir ?

Tromboflebit hastalığı birçok faktöre bağlı olarak oluşabilen bir hastalıktır. Bundan dolayı hastalar hastaneye hangi şikayetler ile başvurursa başvursun tromboflebit şüphesi var ise hastada mevcut olarak bulunan hastalıkların iyi bir şekilde tromboflebit açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kandaki pıhtılaşma bozuklukların birçoğu tromboflebit için büyük risk oluşturmaktadır. Özellikle pıhtılaşma mekanizmasının hızlanmasını sağlayan faktörler ve pıhtılaşma önleyici moleküllerin azalması bu hastalık için büyük risk oluşturmaktadır.

Damar yolları ve kateter girişimleri uzun süre damar içinde kaldığında iltihaba neden olabilmektedir. Bu da bir süre sonra tromboflebit tablosunun gelişmesine neden olabilir. Bundan dolayı sağlık çalışanlarının damar yollarını ve kateterleri yakından takip etmesi, gerektiği zamanlarda değiştirilmesi gerekmektedir.

Bu nedenlerin yanı sıra hareketsizlik de tromboflebit için risk oluşturmaktadır. Hareketsiz kalındığında damarlardaki kanın ilerleyişi yavaşlar ve tromboflebit tablosu ortaya çıkar.

Tromboflebit Tanısı Nasıl Konulur, Tedavisi Nasıldır ?

Tromboflebit tanısı konulabilmesi için hastada görülen genel belirtilerin ve bulguların iyi bir şekilde değerlendirilmesi ve iyi bir anamnezin alınması gerekmektedir. Tromboflebit şüphesi taşıyan hastalar için doktorlar kan pıhtılaşma testleri, doppler ultrasonu, manyetik rezonans incelemesi ve bilgisayarlı tomografi incelemeleri ile kesin tanının konulması gerekmektedir.

Trombosit tedavisi dahiliye doktorları tarafından iltihabın klinik seyrine göre ve hastaların genel sağlık durumuna göre planlanmakta ve uygulanmaktadır. Çoğu hasta için tıbbi ilaç tedavileri yeterli olmaktadır. Ancak bazı ilerleyen vakalarda ilaç tedavisinin yanı sıra cerrahi tedaviye de ihtiyaç duyulabilmektedir. Bu karar, hastalar üzerinde uygulanan ilaçların yetersiz kalması, hastaların genel sağlık durumunun kötüleşmesi ve iltihabın klinik seyrinin kötüleşmesi sonucunda alınmaktadır.

Hafif vakalarda öncelikle pıhtılaşma önleyici antikoagülanlar kullanılır. Bu tedavide genellikle düşük yoğunluklu heparinler ve türevleri uygulanmaktadır. Heparin tedavisinden sonra da warfarin gibi antikoagülan ilaçlar ile heparin tedavisi desteklenmelidir. Bunun yanı sıra var olan pıhtıyı eritebilmek için pıhtı eritici ilaçlar da kullanılabilir. Bu ilaçlara tromboliz ilaçları adı verilmektedir.

Hastalıkta iltihap oluşumu görüldüğü için iltihap önleyici ilaçların kullanılması gerekmektedir. Bu tedavide NSAİD olarak adlandırılan steroid etkili olmayan yangı önleyici ilaçlar da kullanılmalıdır.

İlaç tedavisi etkili olmayan veya klinik seyri kötüleşen hastalarda cerrahi tedaviye ihtiyaç duyulabilmektedir. Bu cerrahi yöntemlerde endovenöz ablasyon veya skleroterapi yöntemleri uygulanmaktadır.