80’li yıllar ve öncesinde ev içi ısısı eşit dağılsın diye salona bir veya iki oda bağımlı açılır şeklinde evler inşa edilmiştir. Böylece salona soba kurulduğunda salona bağımlı diğer odalar da ısınmaktadır.
Ancak evlere kalorifer döşetince sobalar kaldırılmış ve salona açılan diğer kapılar göze batar hale gelmiştir. Göz tırmalayıcı bu görüntüyü ortadan kaldırmak için iki seçenek bulunmaktadır.
Birincisi; Kapıları, kapı kolları dahil olmak üzere salonun duvar boyası ile boyarsınız. Böylece salona açılan kapılar sırıtmamış olur.
İkincisi; Salona açılan kapıları bir dekorasyon öğesine dönüştürürsünüz. Bunun en basit yolu kapıları dikkat çekici bir renge boyayarak salona hakim renkler ile kontrast oluşturmasını sağlamaktır.
Elbette üçüncü bir yol daha var. Eğer imkan var ise salona açılan odaya antreden yeni bir kapı açıp, salona açılan kapıyı duvarla birleştirmek.
Bağımlı salon dekorasyonu nasıl yapılır ?
Salona ekstradan kapı açılması dekorasyonu da zorlaştırmaktadır. Örneğin kapı olan duvara televizyon, kanepe, dolap, yemek masası gibi mobilyalar konulamadığı için mobilyalar salona eşit bir şekilde dağıtılamamaktadır.
Bu da kapılı duvarların daha fazla sırıtmasına ve eşyaların salonun diğer bölgelerine sıkıştırılmasına yol açmaktadır.
Bağımlı salon dekorasyonu yaparken hedefimiz gözleri kapılardan uzak tutmak olacaktır. Salona açılan kapının kenarına gümüşlük, vitrin, kitaplık gibi dikey öğeler kapının varlığını bir nebze gizleyecektir.
Televizyon gibi bakışlarımızın yöneldiği eşyaların kapı kenarlarına uygun olmaz. Kapılar giriş çıkış alanları olduğu için yakınlarına yoğun kullanılan mobilyaların konması da uygun olmaz.
Örnek bir bağımlı salon yerleşimi şu şekildedir:
Antreden salona girildiğinde sağ tarafta kalan duvarda bir oda salona açılmış olsun. Genellikle pencerenin olduğu duvar salonun giriş kapısının karşısına isabet eden duvardır. Örneğimizde de bu şekilde olsun.
Pencere olan duvara ne televizyon, ne gümüşlük, ne de yemek masası koyabiliriz.
Pencere olan duvara televizyon koyamayız, çünkü pencere olduğu için televizyon koymak için duvarda genellikle yeterince yer olmaz.
Pencere olan duvara dolap, kitaplık, vitrin tarzı bir şey koyamayız, çünkü pencereyi kapatır.
Pencere olan duvara yemek masası koyamayız, çünkü yemek yerken dışarıdan görülmek istemeyiz. O halde pencere olan duvara ancak koltuk takımının bir parçasını koyabiliriz. Eğer pencere olan duvar uzunsa 3’lü, değilse 2’li koltuğu veya 2 adet tekli koltuğu koyuyoruz.
Koltuk takımın diğer uzun parçasını ise salona girerken solda kalan duvara koyuyoruzç
Salona girerkenki duvara da televizyonu koymak zorundayız. Çünkü pencere olan duvara TV koyamadığımız gibi salona kapı açılan duvara da koyamayız. Salona açılan duvara 2’li veya 3’lü koltuk koyamayacağımız için karşı duvara da TV koyamayız. Çünkü televizyonu koltuğa oturarak izleriz.
Yemek masasını ise salona girdiğimiz duvarın köşe kısmına koyuyoruz. Yemek masasını koyduğumuz yer antreden gözükmeyecek şekilde olmalı.
Vitrin, kitaplık tarzı şeyleri de salona açılan kapıyı gizleyecek şekilde koyuyoruz. Salonun ana kapısında duran bizi kitaplık nedeniyle iç kapıyı görmemesi gerekir.
Salona açılan kapıların görünürlüğünü azaltmak için aydınlatma unsurlarından da yararlanabiliriz. Bir yere vurgu yapıldığında otomatik olarak salonun başka bir bölümüne olan ilgi azalır. Salon dekorasyonunda “odak noktası” kavramı bulunmaktadır.
Salonun odak noktasını iç kapılardan farklı bir noktada yaptığımızda iç kapıların nahoş görüntüsü bizi daha az rahatsız edecektir.
Odak noktası oluştururken sıkça faydalandığımız unsurlar ise aydınlatma elemanlarıdır. Sarkıt ve apliklerin doğru kullanılması ile salonun belli bir bölgesini öne çıkarmak suretiyle sevimsiz bulduğumuz bazı ayrıntıları gizlemek mümkündür.
