Kapat

Bakara 260 yorumları

Anasayfa
Genel Bakara 260 yorumları
Bakara 260 yorumları

Kuranı Kerim’in en uzun suresi olan Bakara suresinin 260. ayeti hazreti İbrahim’in (Aleyhisselam) duasını içermektedir. Bu duada İbrahim Peygamber tabiat kanunlarına aykırı bir şeyi, yani ölenlerin nasıl dirildiğini görmek istemiştir.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kuran Mealinde Bakara suresinin Türkçe meali aşağıdaki gibi yer almaktadır:

İbrâhim “Rabbim! Ölüleri nasıl diriltiyorsun, bana göster!” deyince, rabbi “Yoksa inanmıyor musun?” demişti. O “Hayır inanıyorum, fakat kalbim tam kanaat getirsin diye” cevabını verdi. Rabbi “Kuşlardan dört tane al, onları kendine alıştır, sonra (parçalayıp) her bir tepeye onlardan bir parça bırak, sonra onları çağır. Koşarak sana gelecekler ve şunu bil ki, Allah hep galiptir ve hikmet sahibidir” buyurdu.

Bakara suresinin 260. ayeti sevdiğini veya küs olduğunu ayağına getirtmek isteyenlerin, kendini sevdiğine özlettirmek, arattırmak isteyenlerin okuduğu dualardandır.

Bakara 260 okuyup netice aldığını, maksadına nail olduğunu söyleyenler olduğu gibi bu ayeti okuyunca sevdiği kişinin arayacağını, koşa koşa ayağına geleceğini söyleyen ve okunmasını tavsiye eden din alimleri de bulunmaktadır.

Bu makalede Havas ilmi den anında aratan dua veya Hemen aratan dua gibi isimlerle takdim edilen Bakara 260. ayet ile ilgili olarak, bu tür şeylerin aslı var mıdır, yoksa safsata mıdır, deneyip netice alanlar var mı yoksa, üfürükçü hocaların, sahtekar hocaların bir tezgahı mıdır gibi konularda yorumlara yer verilecektir.

Bakara 260 yorumları

İnsanoğlu ne kadar maneviyata yönelirse yönelsin içinde hep bir maddecilik taşır. Yani Rab razı olsun diye ibadet yapar ama maddi şeylerin sevinci, örneğin, para, aşk, aile huzuru, sevmek, sevilmek, makam-itibar sahibi olmak gibi konular kalbinde önemli yer tutar.

“İnsanoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, bir vadi daha ister. Onun gözünü topraktan başka bir şey doyurmaz.” 

Hadisi insanoğlunun maddiyata düşkünlüğünü ifade eder. İnsanlar aynı zamanda aşk ve tutku gibi konulara da önem vermektedirler.

Anadoluda “Binmeyeceği eşeğe semer vurmaz” diye bir deyim vardır. Bir kişinin maksatsız olarak, fayda ummadan bir eylemde bulunmayacağını ifade eder.

Bizim manevi işlerimiz de böyledir. Kuranı Kerim dinimizin kılavuzudur. Ondan dinimizi öğreniriz ama somut bir fayda göremeyecek isek okumaya sıcak bakmayız.

Mushafların konulduğu yerlerde tozlanmasının sebebi budur.

İstiklal marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy, şairliğinin yanı sıra dini derinliği de olan bir insandır ve Kuranı Kerim için de bir şiir yazmıştır.

İbret alınmaz her gün okuruz ezbere de;
Bir ibret aranmaz mı ayetlerde ?

Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına
Ya açar bakarız nazm-ı celilin yaprağına

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin
Ne teze mezara okunmak, ne fal bakmak için

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin
Ne duvarlara asılmak, ne el sürülmemek için

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin
Ne tezhip, ne sülüs, ne hat yazmak için

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin
Ne tapınak, ne nutuk, ne vaaz dini için

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin
Ne meslek kaygıları ne kariyer hesapları için

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin
Ne erkeği yüceltmek, ne kadını aşağılamak için
Ne Araba paye vermek, ne Acemi hor görmek için

 

Şimdi bazı hocalar diyor ki Bakara suresinin 260. Ayetini okursanız sevdiğiniz kişi sizi hemen arar, size yanlış yaptıysa pişman olur, ayaklarınıza kapanır, uzaklardaysa koşa koşa size gelir…

Peki bu doğru mudur ?

Eğer bir kul Allah’tan bunları dua ile isterse ve Bakara suresinin 260. ayeti ile dua ederse neden olmasın, Allah’ın gücünde sınır yoktur, Allah kulunun duasına icabet edebilir, isteğini yerine getirebilir.

Bu mümkündür…

Ama Kuranı Kerim’in insanlara indirilme amacı sırf bazı ayetleri okuyup dünyevi emellere nail olmak değildir. Ayrıca Allah (cc) Alaaddin’in lambasından çıkıp dilekleri yerine getiren cin gibi bir şey değildir.

O rab ve yaratıcıdır. Bizler ise ona ibadet ile mükellef kullarız. Kuranı kerim bizlere kulluğu nasıl yapacağımızı göstermekte, bazı şeyleri daha iyi kavramamız için bizden önce yaşayanlardan örnekler vermektedir.

Mesela Bakara suresi 260. ayetten Hazreti İbrahim’in Allah’ın varlığını ve gücünü merak ettiğini anlamaktayız.

İbrahim Peygamber  çocukluk ve gençlik döneminde “Tanrı” nın varsayımsal bir inanç mı olduğunu yoksa gerçekten var olup olmadığını ve eğer Tanrı var ise nelere kadir olduğunu kesin bilgi ile öğrenmek istemiştir.

Aslında hepimizin geçtiği yoldan geçmiştir. Hepimiz hayatımızın bir bölümünde, inandığımız Allah’ın gerçekte var olup olmadığını, Kuranı Kerim’de bahsedildiği gibi Allah’ın ölenleri diriltip hesap sorup soramayacağını sorgulamışızdır.

Bunları hala daha sorguluyor olabiliriz. Çünkü Hz. İbrahim gibi bir peygamber bile bunları sorgulamıştır.

Bakara suresi 260. ayet bunu anlatmaktadır.

İbrâhim “Rabbim! Ölüleri nasıl diriltiyorsun, bana göster!” deyince, rabbi “Yoksa inanmıyor musun?” demişti. O “Hayır inanıyorum, fakat kalbim tam kanaat getirsin diye” cevabını verdi. Rabbi “Kuşlardan dört tane al, onları kendine alıştır, sonra (parçalayıp) her bir tepeye onlardan bir parça bırak, sonra onları çağır. Koşarak sana gelecekler ve şunu bil ki, Allah hep galiptir ve hikmet sahibidir” buyurdu.

Bu olay gerçekleştikten sonra Hz. İbrahim hakkal yakin, yani “kesin bilgi” yoluyla Allah’ın ölüleri diriltebileceğini öğrendi.

Çünkü eliyle parçalayıp farklı noktalara koyduğu kuşlar daha sonra canlanıp Hz. İbrahim’e geldi.

Hz. İbrahim için bu isteğin, yani Allah’ın gücünü kesin ilim ile bilmenin bir bedeli oldu ve başka hiç kimsenin başına gelmeyen hususlar ile imtihan edildi.

Mesela oğlunu kurban edeceğine dair rüya gösterildi. (Oğlunu kurban etme ile imtihan edildi) Bu kadar zor bir imtihan başka hiç kimsenin başına gelmemiştir. Rüyada gördüm diye kim oğlunu Allah uğruna kurban edebilir ?

Bakara suresi 260. Ayeti okuyarak bir isteğinizi dua ile belirttikten sonra eğer isteğiniz gerçekleşir ise imanınızın kuvvetlenmesi ve daha zorlu imtihanlarla karşılaşmanız beklenir.

Summed uhunne ye tîneke sa ya va lem ennallâhe azîzun hakîm fazileti

Bakara suresi 260. ayetinde Summed uhunne ye tîneke sa ya va lem ennallâhe azîzun hakîm ifadesi yer almakta olup bu ifade ayetin sadece bir kısmını kapsamaktadır. İnsanlar bu duayı sevdiği kendisini hızlı arasın, küstüğü kişi barışmak için yalvarsın, birisi koşa koşa ayağına gelsin diye okumaktadır. Bu duayı bu maksatlarla okumayı tavsiye eden hocalar vardır.

İhlaslı ve temiz kalpli kişiler bu duayı okurlarsa Allah’ın izni ile isteğine kavuşurlar. Lakin ,bundan sonra zorlu bir imtihan ile karşılaşırlar ise sabretmeleri gerekir.