Kapat

Vefa konulu bir hikaye

Anasayfa
Eğitim Vefa konulu bir hikaye
Anti SEO Nedir, Nasıl Anti SEO’dan Korunulur?

Ahmet o gün sabah okula gitmek için evden çıkarken kafasında Türkçe öğretmenin verdiği “vefa konulu bir hikaye” ödevi vardı. Ödevi internetten hikaye aşırarak değil kendisi yapacağına dair söz vermişti.

Ödevi ertesi gün teslim etmesi gerekiyordu fakat şimdiye kadar tek kelime bile yazamamıştı. Okul yolunda Mustafa ile karşılaştı. Ona ödevden bahsedince Mustafa “Bugün yaşayacaklarını da hikayene yaz” dedi. Arkasından “Hadi sana yardım edeyim, şu çantamı okula kadar taşı” dedi.

Ahmet şaşırmıştı” Neden senin çantanı taşıyacakmışım?”

“Biz eskiden beri arkadaşız ya, sen benim çantamı okula kadar taşıyarak bir vefa örneği göstereceksin ve bunu da hikayene yazacaksın”

“Saçmalama Mustafa, gayet sağlam durumdasın, vefa dediğin öyle bir şey değil”

Bu konuşmanın ardından bakkal Hüsamettin amcaya uğrayıp birer karışık tost sipariş verdiler. Tostların hazırlanmasını beklerken Ahmet vefa konulu bir hikaye yazması gerektiğinden Hüsamettin amcaya da bahsetti.

“Senin işini göreceğin merak etme” dedi Hüsamettin amca göz kırparak.

Tostlar hazır olunca Mustafa’ya 10 TL diyen Hüsamettin amca Ahmet’ten aynı tost için 15 TL istedi.

Ahmet şaşırmıştı. “Neden aynı tost için Mustafa’dan daha fazla ücret ödüyorum ?”

“Sen Mustafa’dan daha eski müşterimsin. Bir veya örneği olarak 5 TL daha fazla ödeyecek ve bunu da vefa konulu hikayene yazacaksın. Bu kıyağımı da unutma ha!”

“Saçmalama Hüsamettin amca, vefa öyle bir şey değil!”

Ahmet ve Mustafa okula ulaştıktan sonra sınıflarına dağıldılar. Ahmet’in ilk dersi Matematikti ve sınav vardı. Sınav başlar başlamaz sıra arkadaşı Halil kopya vermesi için yalvarmaya başlamıştı.

Ahmet Halil’in tembelliğinden bıkmıştı, bu sefer kopya vermedi.

“Önceden kopya veriyordun, şimdi ne değişti, vefasız!” diye sitem etti Halil.

“Vefa öyle bir şey değil, seninki başkasının sırtından geçinme” dedi Ahmet.

Ahmet teneffüste hoşlandığı kıza açılmayı planlıyordu ama daha önceki denemelerinde hep başarısız olmuş duygularını ifade etmeye çalışırken saçmalamıştı.

Teneffüs zili çalınca koridorda Selma’nın yanına sokuldu ve ona bir şeyler söylemek istediğini söyledi. Söylemek istediği şeyleri kafasında tasarlamaya çalışmış ama bir türlü ne söyleyeceğine karar verememişti. Ayrıca aklında sürekli vefa konulu bir hikaye yazma ödevi olduğundan konsantrasyon sorunu yaşıyordu.

“Biz neyiz?” diye lafa girdi Ahmet.

“İnsan” diye cevap verdi Selma.

“Onu demiyorum arkadaş olarak neyiz?”

“Okul arkadaşı?”

“Hayır o da değil, hani iki arkadaş epeydir arkadaş olur ya!”

“Eski arkadaş?”

Selma bir türlü Ahmet’in söylemek istediğini, varmak istediği konuyu anlamıyordu. Fakat bu sefer Ahmet kararlıydı, bu sefer de açılamaz ise bundan sonra hiç açılamayacaktı.

Bu yüzden cesaretini toplayıp kafasında tasarladığı konuşma metninden vazgeçip spontane olarak duygularını anlatmayı denedi:

“Biz eskiden beri arkadaşız ama beni bir kere bile öpmedin!”

Ahmet’in dan diye ettiği bu laf doğal olarak Selma’yı şaşırtmıştı:

“Niye öpecekmişim seni?”

“Sen de hiç mi vefa yok Selma? Vefalı arkadaşlar birbirlerini öperler, bir kere öpsen gerisi gelecek!”

Ahmet fena çuvalladığının farkına vardı ama iş işten geçmişti.

“Vefa dediğin öyle şey değil Ahmet, yanlış biliyorsun” dedi Selma gözlerini devirerek. Teneffüs zilinin çalması bu saçma diyaloğu bitirmişti.

Okuldan eve dönüş yolunda Ahmet ile Mustafa yine birlikte yürüyorlardı.

“Vefa konulu bir hikaye tasarlayabildin mi?” diye sordu Mustafa.

“Boş ver internetten ayarlarız bir şeyler” dedi Ahmet iç sıkkınlığını kelimelere dökerek..