Kapat

Cengiz Aytmatov Gün Olur Asra Bedel özeti

Anasayfa
Eğitim Cengiz Aytmatov Gün Olur Asra Bedel özeti
gün olur asra bedel

Cengiz Aytmatov’un trajik ama mesajlarla dolu romanı Gün Olur Asra Bedel her satırı düşünülerek okunması gereken bir kitaptır, konusu ve özeti aşağıda açıklanmaktadır.

Cengiz Aytmatov Gün Olur Asra Bedel konusu

Romanda Sovyetler Birliği ordusunda 2. Dünya savaşında Almanlara karşı savaşan, savaştan gazi olarak dönen ve Sarı Özek bozkırında Boranlı Tren İstasyonunda çalışan Yedigey Cangeldi ve çevresindeki insanların yaşamından kesitler sunularak zamane Sovyet rejiminin vatandaşların gelenek, görenek, din ve inançlarını nasıl baskı altına aldığı, insanların geçmişten gelen kimliklerinin unutturulmaya çalışarak nasıl mankurtlaştırıldığı anlatılmaktadır.

Cengiz Aytmatov Gün Olur Asra Bedel özeti

Yedigey Cangeldi 2. Dünya savaşında yaralanır ve gazi olarak memleketine geri döner. Savaş esnasında ilk ve tek oğlu henüz bebekken vefat etmiştir. Eşi Ukubala ile yaşam mücadelesi verirken kader onları Sarı Özek bozkırında Boranlı Aktarma İstasyonunun bulunduğu yere getirir.

Burada Kazangap ve ailesi Yediyey ve ailesine sahip çıkar ve yardımcı olur. Ona Karanar isimli erkek deve yavrusu hediye eder. İklimi sert ve yaşam koşulları zorlu olan Boranlı’da ihtiyarlığa eren Yedigey can dostu Kazangap’ın vefat ettiğini öğrenir. Onu vasiyeti üzerine Ana-beyit mezarlığına defnetmek ister.

Cenaze işlemleri için Kazangap’ın oğlu Sabitcan ve kızı Ayzade çağrılır. Yatılı okullarda büyük adam olsun diye okutulan Sabitcan ancak basit bir memur olabilmiştir. Kendi menfaatinden başkasını düşünmeyen, örf, gelenek bilmeyen ve boş konuşarak övünmeyi seven biridir. Kazangap’ın kızı Ayzade ise ayyaş biriyle evlidir.

Kazangap’ın nereye gömüleceği konusunda kısa bir tartışma yaşanır, daha sonra vasiyetinin uygulanmasına karar verilir. Cenaze konvoyu yola çıktıktan sonra Yediyey eski günlerini hatırlamaya başlar. Kazangap ona her konuda yardım etmiştir, iyiliklerini unutamaz. Kavgaları da olmuştur ama bunlar dostluklarının önüne geçememiştir.

Yedigey ayrıca Abutalip ve ailesini hatırlar. Abutalip öğretmendir. Savaşta esir düştükten sonra kurtulmayı başarmıştır. Ancak savaş sonrasında esir düşmesi nedeniyle sıkıntılı dönemler yaşamıştır. Abutalip eşi Zarife ve iki çocuğu ile Boranlı’ya geldikleri zaman Yedigey ve Kazangap onlara destek olur.

Abutalip öğretmendir ve yazmayı sever. Fakat tuttuğu anı defteri nedeniyle Tansıkbayev adlı müfettiş tarafından rapor edilir ve tutuklanır. Daha sonra öldüğü haberi gelir. Abutalip’in ölümünden sonra Yedigey Zarife’ye aşık olur fakat hislerini açıklayamaz. Fakat Zarife ve çevresindekiler Yedigey’in duygularını anlayarak Zarife’yi bilinmeyen bir diyara gönderirler.

Zarife gitmeden önce Yedigey’e bir atkı hediye etmiştir. O gün Yedigey kızışma evresindeki devesi Karanar’ı başka bir köyden getirmek için yola çıkar. Karanar başka erkek develere zarar vererek çevredeki dişi develerden harem kurmuş ve sahipleri de Yedigey’e mektup yazarak şikayet etmişlerdir.

Yedigey devesi Karanar’ı zor bela geri getirir ama o gün asra bedel bir gündür. Çünkü Zarife kendisine haber vermeden başka bir yere gitmiştir. O gün hem Karanar dişi develerden mahrum kalmış, hem de Yedigey Zarife’den mahrum kalmıştır.

Yedigey Kazanga’ın anlattığı Raymalı Ağa’nın hikayesini hatırlar. Raymalı (Rahim Ali) Ağa namlı bir ozandır, sazıyla şölenlere, panayırlara giderek halkı coşturur. Sazı ve atından başka bir sermayesi yoktur ama çok iyi bir ömür geçirir.

Ömrünün sonunda kardeşi Abdilcan ağabeyine artık ihtiyarladığını, saz çalmayı bırakıp ölümü düşünmesi gerektiğini söyler. Raymalı ağa ihtiyarlığında artık hüüznlü şarkılar söylemeye başlar.

Fakat bir gün gittiği bir panayırda Begimay adlı bir genç kız ona ilanı aşk eder ve ikisi evlenmeye karar verir. Onlar mutludur fakat çevredeki insanlar Raymalı ağa 60 yaşında Begimay ise 19 yaşında olduğu için bu evliliği istemezler.

Raymalı ağa Begimay ile tanıştıktan sonra sanki eski günlerine dönmüştür. Abdilcan akrabalarının telkiniyle ağabeyini bir ağaca bağlar ve Begimay ile buluşmasını engeller. Raymalı kardeşine yalvarır ama sonuç alamaz.

Cenaze konvoyu Ana Beyit mezarlığına geldiği zaman burasının bir kozmodrom (Uzay araştırma merkezi) olduğunu görürler. Kazangap’ı mezarlığa defnetme izni alamazlar. Ana-Beyit mezarlığı yöre halkının yüzlerce yıllık kültürel mirasıdır ve devletin bu tarihi alanı insanlara sormadan kapatması Yedigey’i üzer.

Ana-Beyit mezarlığının hikayesini hatırlar. Zamanında yöre halkını esir eden Juan-Juanlar esirlerine işkenceler yaparak hafızalarını kaybettirirlermiş. Hafızasını, anne, baba, akraba, din, dil, kültürünü unutan esirler de sahibine koşulsuz itaat edermiş.

Bir gün Nayman Ananın evladı esir düşüş ve ona da aynı işkence yapılarak “Mankurt” yapılmış. Nayman ana zorlukla oğlunu bulmuş ama oğlu annesini tanımadığı için onu okla öldürmüş. Nayman ananın defnedildiği yer Ana-Beyit mezarlığı olmuş.

Bu olayların yaşandığı esnada Amerika ve Sovyetler Birliği ortak proje yaparak uzaya insan göndermişlerdir. Uzaya giden iki kozmonot dünyadan daha ileri bir medeniyete sahip Orman-göğsü gezegenini keşfederler. Orman-göğsü gezegenindekiler dünyalıları tanımak ve işbirliği yapmak istemektedirler.

Fakat dünyadaki uzay çalışması koalisyonu kendilerinden üstün bir medeniyet ile karşılaşmaktan kaçınırlar ve uzaya füze fırlatırlar.

Kazangap’ı Ana-Beyit mezarlığına defnedemeyen Yedigey cenazeyi geri götürmek yeerine bulundukları Malakumdıçap vadisine gömmeyi teklif eder. Sabitcan buna itiraz etse de daha sonra kabullenir.